Ads 468x60px

18 Eylül 2014 Perşembe

Oğlum 2 Yaşında

Çok klişe bir cümle olacak ama 2 yıl nasıl geçti gerçekten hiç bilmiyorum.

2 yıl önce hastanede ilk seni gördüğüm gün ile bugün arasındaki farka bakınca, artık karşımda bir bebek değil, küçük bir delikanlı görüyorum.

10,5 aylıkken ilk adımlarınla tanıştık. Şaşkınlık içinde cesaretine hayran kaldık. Küçücük adımlarla, dünyayı dolaşıyor gibiydin bizim için.


İlk kez 7 aylıkken ağzından baba, dede kelimeleri dökülmüştü. Şimdi ise cümleler kuruyorsun. Kızgınlığını, sevincini kelimeleri vurgulayarak dile getiriyorsun...Annecim demeyi de biliyorsun, kızınca "Deniiiz" diye de sesleniyorsun. Bütün konuşulanları anlayıp, cevap verebiliyorsun. Hatta biraz gevezesin bile diyebiliriz:)

Yeni yeni tuvalet alışkanlığı da kazandın. Hatta bazen peluş ayıcığı tuvalete bile götürüp, öğrendiğin şeyleri ona da uyguluyorsun ki bu esnada seni izlemek çok keyifli oluyor.

İlk günkü gibi hala biraz huysuz ve haylazsın. Ama çok mutlu bir çocuksun. Gözlerinin içi bile kahkaha atıyor sanki. Neşen, herkesin neşesi oluveriyor.

2 yaşındasın kuzum. Artık bir karakterin var, yeteneklerin var, hobilerin var.

Top oynamayı, arabalarınla vakit geçirmeyi, zıplamayı, resim yapmayı, fırçalarla yerleri silmeyi, keman çalışıyormuş gibi yapmayı çok seviyorsun :).

Müzik en büyük tutkun. Dans etmek, şarkı söylemek seni en huysuz zamanlarda bile sakinleştirebilir.
Bu aralar favorilerin;

Notre Dame De Paris - Bell
Notre Dame De Paris - Torn Apart
Shakira - Lego
Alexander Rybak - Europe's skies

2 yaşındasın ama hala sana yemek yedirmek çok zor. Hala iştahsızsın ve bu nedenle kendi başına çatal, kaşık kullanamıyorsun. (Makarna yerken hariç. Onu seviyorsun tabi...)

Aydede'yi çok seviyorsun. Akşamları aydedeye bakıp, şarkılar söylüyorsun. Göremediğin gecelerde "aydede nereye gitmiş? Neden saklanmış? Aydede ce-e yapsın..." diyerek pencerenin önünde karanlık gökyüzünü izliyorsun.

Havuz ve denizle bu sene tanıştın, ama yüzmek yerine, büyük çocukların yaptığı gibi havuza atlamak istiyorsun hep. Yüzmeye başladığımızda,"atlayacağım ben" diye zorla kıyıya götürüyorsun bizi. Denizle ilk tanışman da Kıbrıs'da oldu. Masmavi denizde tedirgin tedirgin simidinde otururken, uyuyakaldın:)


Sana baktığımda beni en çok mutlu eden, küçücük bedenindeki kocaman kalbi görebiliyor olmam. Ağlayan birini gördüğünde bundan etkilenmen, peluş ayınla bile yemeğini ve suyunu paylaşman, sana karşı iyi olan kimseyi unutmaman ve sevgini de onlara göstermen... En önemlisi sana bakan, büyüten anneannene karşı vefalı olman...İşte tüm bunlar, beni gelecek için umutlandıran şeyler.



Minik kuzu; 2. yaş gününde sevdiklerinle senin için çok güzel süprizler hazırladık. İlerde nasıl bir gündü o gün birlikte hatırlayalım diye yazıyorum şimdi.

Doğum gününden bir gece önce, sevgili baban ve halan önce bana bir süpriz yaptılar. Akşam ellerinde profiterol ve mumlarla birlikte "İyi ki doğurdun" kutlaması düzenlemişler.
O kadar tatlıydılar ki. Sen içeride mışıl mışıl uyurken, benim anneliğimin ilk günü kutlanmış oldu.

Ertesi gün baban iş yerime mis gibi kokan çiçekler gönderdi. Ve de bir not...



Doğum gününün akşamı sana hediye almak için iş çıkışı  alışveriş merkezine gittim. Bir çok oyuncakçıya girdim ama ne seni çok mutlu eder bir türlü karar veremedim.

En son ECL - "Early Learning Centre" oyuncaklarını satan bir mağaza girdim ve işte dedim. Bu Burak'ı çok mutlu eder. Çocuklar için temizlik seti. Süpürge, faraş falan. 


Bu aralar hobin temizlik yaparken bize eşlik etmek olduğu için görür görmez başka hiç bir hediyeye bakmadın zaten. Üstelik bir de piyano almıştım sana :). 


Baban da sana bir tamir seti aldı. Ama hediyeyi iş yerinde unuttuğu için onu henüz görmedin. 


Pasta tercihini bu aralar arabalarla vakit geçirmeyi çok sevdiğin için Pelit'ten Schumacher arabalı pasta olarak tercih ettik. Görünce büyük araba, oynıcam diye tutturdun :)



Anneannen ve deden de sana bu yaşın için mini cooper akülü araba almayı tercih etmişler.Henüz sadece içinde oturup, sürüyormuş gibi yapıyorsun. Çalıştırınca biraz korkuyorsun. Ama bir sonraki yaza, bahçede arabanla arkadaşlarını gezdireceğinden hiç şüphem yok:)


Hediye alışverişini tamamlayıp eve geldiğimde, çok neşeli ve zıpırdın. Sürekli koşturmaca halindeydin. Baban; anneannenin evini süslemeye koyuldu. Biz de aşağıda halanla birlikte seni oyaladık.

Daha sonra süslemeler tamamlanıp, sevgili akrabalarımız da gelince biz seni yukarı anneannenin evine çıkardık ve sen çılgına döndün. Balonlar, pastalar, hediyeler...Anneannen bu akşam için bir sürü şey hazırlamıştı. Herşey çok güzeldi.



Gerçekten bizim içinde, senin içinde sıcacık bir akşam oldu. Hele süpürge takımını görünce hemen tabaklardaki yiyecekleri yere atıp süpürmeye koyulman çok komikti.

Pasta mumunu da 30 kere yakmışızdır. Üfleyerek söndürmeye doyamadın :)

Dilerim her günün böyle heraketli, mutlu ve seni seven insanlarla birlikte geçer.

İyi ki doğdun minik oğlum; Burko, ben de iyi ki senin annen oldum..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Bumerang

Bumerang - Yazarkafe