Ads 468x60px

4 Şubat 2014 Salı

Bölüm 1. Farklı Bir Dünya Hindistan


Bugüne kadar 13 farklı ülke görmüş olmama rağmen Hindistan için sadece bir ülke demek doğru olmayacaktı. O kadar geniş bir coğrafyaya sahip olan, dünya nüfusunun yaklaşık %17’sinin bu topraklarda yaşadığı, çeşit çeşit dil, din, ırk barındıran küçük bir dünya, bambaşka bir boyut Hindistan benim için.

2011 yılında gittiğim Hindistan’da 3 ay boyunca Mumbai‘de (Bombay) yaşadım. Mumbai Hindistan'ın en büyük Dünya'nın 3. Büyük şehridir.

Peki neler gördüm neler yaşadım bu metropolde? Anlatmakla bitecek gibi değil aslında. Ama Hindistan'ı benim gözümden net bir şekilde anlamanız için ve eğer yolunuz düşerse nelerle karşılaşacağınızı kestirebilmeniz için maddeler halinde anlatmaya çalışacağım tecrübelerimi.





Hindistan'a Gitmeli misiniz?

Şansınız varsa mutlaka gitmelisiniz. Çünkü TV’de gördüğünüz hiçbir şeye benzemiyor buradaki yaşam. Biz hep Avrupa ve Amerikan stili yaşamlara şahit olduk. Filmlerde, gazetelerde hep batı kültürüyle yetiştirildik ve doğu bize hep ilkel geldi. (En azından ben bu fikirdeydim.) Evet doğu, batıya göre ilkel, yaşam standartları düşük ama her yönüyle doğu çok daha mistik ve sürprizlerle dolu. Tüm yargılarınızı değiştirmek gibi bir misyonu var doğunun.
Şayet hassas bir kişilikseniz, yani ben her şeyi yiyemem, kokular beni çok rahatsız eder, temiz olmayan yerlerde duramam derseniz sakın gitmeyin bu ülkeye.Kesinlikle size göre değil, ve hiçbir zaman da size göre olmayacaktır.

Hindistan'a Nasıl Gidilir?

Hindistan'a nasıl gidileceğini senden öğrenecek değiliz dediğinizi duyar gibiyim:) Çünkü ben ilk gidişimde pasaportla ilgili bir sorundan dolayı ülke sınırından geri çevrildim ve geldiğim uçakla Türkiye’ye geri postalandım. 1 hafta sonra aynı pasaportla tekrar ülkeye giriş yaptım. Bu sefer hiçbir sorun yaşamadan :). Doğunun ilk sürprizi bu oldu bana.
Mumbai – İstanbul arası yaklaşık 5,5 saat uçakla. Herhangi bir aktarma olmadan direkt uçuşla gidebiliyorsunuz. Yerel saat farkı da 3,5 saat. Mumbai ileride. Çok jet-lag lik bir durum yok ortada yani.

Hindistan’da Gözlemlerim ve Deneyimlerim


1. İlk havaalanına girişte, aman Allah’ım ben nereye geldim böyle dedim. Havaalanında yerde yatan yüzlerce insan, yerler halıfleksle kaplanmış, baharatlı keskin ve kötü kokular yayılmış her yere. İçim de hafif bir bulantı. Hayır olsun bakalım 3 ay burdayız artık.

2. Bunlar İngilizce mi konuşuyor? Hayır onlar ingilizce konuşuyorsa bize okulda ingilizce diye başka bir dil öğretmiş olabilirler mi? Zira ben bunların söylediklerinden hiçbir şey anlamıyorum. Hayır olsun bakalım 3 ay burdayız artık.

3. Yağmur yağıyor. Tam da Muson’a denk geldim. Ama hava çok sıcak 35 derecelerde tahminim. Yağmur damlaları da yakıyor sanki. Hayır olsun bakalım 3 ay burdayız artık.

4. Hey parmak arası terlik burda da çok modaymış. Herkes şıpıdık terlikle dolaşıyor. Ama buradaki trend farklı. Beyaz çorapla kombinlemişler terliği. Hayır olsun bakalım 3 ay burdayız artık. Olmadı biz de böyle takılırız:)

Yağmurdan kaçarken, Musona tutuldum.


5. Ya putperest mi şimdi bunlar? Ne ilginç putlar böyle. Acaip vücutlar fil başlı, bol kollu, makyaj fazla abartı. Maharastra (Mumbai’nin olduğu eyalet) eyaletinin en sevilen ve ünlü tanrısı Ganesh. (Töbe Yarabbim) Bir gün elinde herkesin küçük Ganesh heykelcikleriyle okyanusa girdiklerini ve heykelleri suya bıraktıklarını görmüştüm.
Sayılarını kendileri de bilmiyor ama bir 300-500 tanrı var. Hepsinin ayrı ilginç hikayeleri ve özellikleri var. Ganesh için detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz: http://tr.wikipedia.org/wiki/Gane%C5%9Fa

Ofisimizin girişinde yer alan Ganesh. Her geçen önce ayakkabılarını çıkarır, dua eder ve biraz para bırakır. 
Arkadaki duvarın rengide sürekli tütsü dumanından maruz kalmaktan kararmış.

6. Neyse ingilizce konuşma tarzlarına biraz alıştım. Ama galiba artık bir daha asla eskisi gibi ingilizce konuşamayacağım sanırım.

7. Sürekli aynı kafa sallama şekli. Evet mi diyorlar Hayır mı yoksa Bilmiyorum mu diyor belli değil. Neyse anlaşıcaz artık bir şekilde.

8. Baharatlar ve soslar. Biraz fazla abartılı. Özellikle masala  sos ve coriender denilen yeşil bitki.Her yerdeler. Bütün yemekler aynı o yüzden. Mesela masalalı pizza, masalalı ekmek… Coriender zaten default her yerde her şeyde. Bu kadar kötü kokan bir otun ne işi var yemekte. Her seferinde üstüne basa basa coriender koymayın desek de sanki inadına, “seveceksiniz ve paşa paşa yiyeceksiniz arkadaş o corienderi” der gibi yemeklerimize boca etmeniz…Çok ayıp…Biz hiç sizi gelin Türkiye’ye de vejetaryen midelerinize şöyle sağlam bir kokoreç ile cila atalım diye zorladık mı?

9. Kıyafetler çok ilginç. Yöresel kıyafetin adı Sari. Zaten Hindistan’nın sloganı “Clorful India”. Gömlekler çingene pembesi, turuncunun dibi, fıstık yeşili, zart kırmızısı, zurt mavisi.



10. Sokaklar genel olarak pis. Araçla gezerken çıplak çocukların yağmur sularıyla yol kenarlarında yıkandıklarını görebilirsiniz. Bir yanda da çok lüks arabalar yanınızdan geçebilir. Kast sistemi çok belli ve çarpıcı.

Burası bizim evimizin manzarası. Evimiz en lükslerinden birinde olsa da pencereden bakınca kastın en altındakileri görebiliyoruz.

11. Çok lüks oteller ve lokantalar var ve Türkiye standartlarına göre fiyatlar çok ucuz. Kendimi çok şımartılmış ve trilyoner hissettim :)
12. Tuktuklar ve Taksiler. Her yerdeler. Benzin fiyatları öyle ucuz ki şöyle düşünün istanbul’dan Bursa’ya taksiyle 5 TL’ye gitmek gibi :) Yani şaka gibi.

Tuktuk

13. E Hindistan’a gelmişken bir masaj yaptıralım dedim. Thai masajını merak ediyordum. Çok iyi oldu temiz bir dayak yedim çıktım. Meğer tarz bu şekildeymiş:) Aman diyim uzak durun.

14. Elektronik cihazlar da uygun. Diğer herşey gibi. Ben bir fotoğraf makinesi aldım geldim:)

15. Güzel olan kızları gerçekten çok güzel, hiç böylesini görmedim dersiniz, güzel olan erkekleri, pek de güzel değil.

16. Sokak hayvanları dersek: Kedi, köpek yok. Onların yerine bolca kedi ve köpek büyüklüğünde sıçanlar var. Sanırım sıçanlar kedi ve köpekleri yemiş. Bunlar Hinduizm de kutsal oldukları için öldürülmüyorlar. Hiç unutmam bir gün çok şık bir restoranda yemek yerken sıçanın biri geldi geçti yanımızdan. “Afiyet olsun bacılar” dedi, gitti.Biz de öylece baktık.


17. Breezer: Mumbai’ye özel bira. Böyle şeker gibi lolipop gibi süper tatlı bir içecek. Ama alkol oranı yüksek. Yani aman muzlu süt gibi içmeyin çarpar.



18. Meyveler. Ah o meyveler. Tropikal dünyanın meyveleri. Bugüne kadar ben hiç muz yememişim dedirten muzlar, dragon fruitlar, lycee ler, mangolar… Çok özlüyorum sizi çok.

Dragon Fruit

Lycee Fruit

19. Alışveriş merkezi: Phoenix. Çok güzel ferah ve çok iyi markaları ucuza bulabileceğiniz A kalite bir alışveriş merkezi bence. Her şey bulabiliyorsunuz hem de çok ilginç markalar da var.




20. Bandra. Mumbai de bir yerleşke. Bizim Bağdat Caddesi gibi bir yer. Gece hayatının kalbi ve ünlü markalar hep burda. Zenginlerin mekanı. Buradaki gece kulüpleri mankenler ve artistlerle taşıyor. Biz en sık trilogy denilen bir mekana gidiyorduk. En lükslerinden birisi de oydu.

Trilogy

21. Yemek konusunda bahsetmeden geçemeyeceğim. Bandra yakınlarında Mahesh denilen bir lokanta vardı. Orada yediğim balık, yengeç ve ıstakozlar için ben tekrar giderim Hindistan'a arkadaş. Deniz ürünleri her restoranda ülke genelinde çok başarılı zaten... Karidesler, sushiler...nam nam nam...

Mahesh Restaurant

Cinayetten Önce

Cinayet Mahali

22. İnsanlar genel olarak çok sıcak ama yaşam tarzları çok farklı. Olsun yine de çok iyi dost olabilecek iyi huylu insanlar. Bir çok arkadaşımla hala görüşürüm,haberleşiriz. Vefalı insanlar.

Şimdilik bu ilginç dünya ile ilgili aktaracaklarım bu kadar. “Hindistan’da Nereyi Gezip Gördüm?” ve “Hindistan'daki Ev ve İş yaşantım” hakkındaki bilgiler için bir sonraki Hindistan yazımı bekleyebilirsiniz. Ya da beklemeyin, ben yazınca haber veririm :)









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Bumerang

Bumerang - Yazarkafe