S.J Watson'nın ilk kitabı.
Arka Kapak bilgisinde Tess Gerritsen "Kesinlikle şimdiye dek
okuduğum en iyi ilk roman" demiş.
Katılıyorum, bence de çok
başarılı bir roman.
Özellikle gerilim türünü
sevenler için tavsiye edebilirim. Ben şahsen bayılıyorum bu türe. 3 günde
bitirdim kitabı. İş güç olmasa, yemem içmem aldığım gün bitirirdim. Çok
sürükleyici ve akıcı bir dille yazılmış, okurken zaman nasıl geçiyor anlamadım
bile. Genelde gece geç saatlere
kadar okuduğum için, okuduğum günlerde gördüğüm rüyalar hep kitapla ilgiliydi. Neredeyse 3-4 kişi arasında geçen ve monologlara bolca yer veren bir kitabın bu kadar etkileyici olması şaşırtıcı bence.
Kitap konu itibariyle
biraz "Memento" filmini hatırlattı bana. Ama bu kitapta beyaz perdeye uyarlanmış ve imdb'de Kasım ayında Nicole Kidman'ın başrol olduğu bir filmde vizyona girecek olarak belirtilmiş.
Kitabın konusuna gelirsek:
Bir sabah uyandığında
nerde olduğunu kavrayamayan Christine, yatakta yanında bir adam görünce daha da
şaşırır.
Banyoya
sessizce ilerlerken, gece çok içtiğini ve sanırım bu yüzden yanında kimin
olduğunu bilemediğini düşünür.
Ve
banyoda aynaya bakarken büyük bir süprizle karşılaşır. Aynadaki kadın ondan en
az 20 yaş yaşlı bir kadındır. Aynanın önünde kendi geçmişine ait bazı resimler
ve notlar vardır ve hiç birini hatırlamamaktadır.
İçeride
uyuyan adamla konuşana kadar, o adamın onun kocası olduğundan, bir trafik
kazasında hafızasını kaybettiğinden ve her yeni güne silinmiş hafızayla
uyandığından habersizdir.
Ama bir
terslik hisseder, bu adamın doğruları söylediğine emin midir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder