Ads 468x60px

10 Eylül 2014 Çarşamba

Kitap Tavsiyesi - Cesur Yeni Dünya

Aldous Huxley romanı Cesur Yeni Dünya 1931'de kaleme alınmış bir bilim kurgu kitabıdır.
1931 yılında yazılan gelecek ile ilgili bir kitap... Ne kadar yaratıcı olabilir diye düşündüm kitaba başlamadan.



Kitap bittiğinde ağzım açık bakakaldım. Hayal gücümün sınırlarının zorlandığını hissettim. Kimilerine göre ütopya, kimilerine göre distopya anlatılıyor kitapta.

Bir dünya düşünün, duygu yok, suç yok, para yok, soma denilen uyuşturucu bir madde var ve düzenli kullanımı şart, tabular yok, hastalık yok, uygarlık üst seviyede...


Bu durum bir ütopya mı distopya mı kitabı okuduktan sonra tercih size kalmış.

Bana göre ise özellikle son zamanlarda "Bu dünyanın çamurunda boğulup özgürmüş gibi olacağıma, cesur yeni dünyada epsilon olayım daha iyi..." diye düşündürten kitap.


Kitaptaki karakterlerin her biri aslında birilerinden etkilenilerek adlandırılmış.Bununla ilgili vikipedia da yer alan eşleştirmeyi aşağıda bulabilirsiniz.  Özellikle 9 numaraya iyi bakın ki beni çok şaşırtmıştır.

En sağlam Alıntılar:

"Ben keyif aramıyorum. Tanrı'yı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum."
"Aslında," dedi Mustafa Mond, "siz mutsuz olma hakkı istiyorsunuz."
"Öyle olsun," dedi Vahşi meydan okurcasına, "mutsuz olma hakkını istiyorum."
"Eklemek gerekirse, ihtiyarlama, çirkinleşme ve iktidarsız kalma hakkını da istiyorsunuz; frengi ve kansere yakalanma haklarını, açlıktan nefesi kokma hakkını, sefil olma hakkını, sürekli yarın ne olacak korkusu içinde yaşama hakkını, tifoya yakalanma hakkını ve her türden ağza alınmaz acıyla işkence çekerek yaşama hakkını da istiyorsunuz."
Uzun bir sessizlik oldu.
Sonunda Vahşi, "Hepsini istiyorum," dedi.
Mustafa Mond omuzlarını silkti. "Hepsi sizin olsun," dedi.


"Tanrı kasada, Ford Raflarda"

"Mutluluk ve erdemin sırrı; yapmak zorunda olduğun şeyi sevmek."

Karakterlerin İsim Kökenleri
  1. Bernard Marx, George Bernard Shaw ve Karl Marx
  2. Lenina Crowne, Vladimir Lenin
  3. Fanny Crowne, Fanny Kaplan, Lenin'i öldürmek için başarısız bir suikast girişimi düzenleyen kişi.
  4. Polly Trotsky, Lev Troçki
  5. Benito Hoover, Benito Mussolini, Herbert Hoover
  6. Helmholtz Watson, Hermann von Helmholtz, John B. Watson
  7. Darwin Bonaparte, Napoleon Bonaparte, Charles Darwin
  8. Herbert Bakunin, Herbert Spencer, Mikhail Bakunin
  9. Mustapha Mond, Mustafa Kemal Atatürk, Sir Alfred Mond
  10. Primo Mellon, Miguel Primo de Rivera, Andrew Mellon
  11. Sarojini Engels, Friedrich Engels, Sarojini Naidu
  12. Fifi Bradlaugh, Charles Bradlaugh
  13. Joanna Diesel, Rudolf Diesel
  14. Jean-Jacques Habibullah, Jean-Jacques Rousseau, Habibullah Khan

Karakterler:
Bernard-Marx: Alfa-Artı psikoloğu. Uygarlığın önceden belirlenmiş rollerine seve seve razı olmaları için yetiştirilmiş ve şartlandırılmış modern insanları arasında duygu kavramının farkında olan istisnalardandır. Fakat Marx Londra Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde mutsuzdur. Çünkü fiziksel olarak diğer Alfa-Artılardan farklıdır (neredeyse bir Delta kadar kısadır), bu nedenle de dışlanmaktadır. Hatta yapay kanına fazla alkol konulduğundan bu hale geldiği iddia edilmektedir. Yalnızlık için duyduğu özlem, zorunlu cinsel özgürlüğün bitmek bilmeyen hazlarından duyduğu hoşnutsuzluk, Bernard'ın kaçma duygusunu güçlendirir. Bu yüzden eski, ilkel yaşama biçiminin hala sürdürüldüğü az sayıdaki vahşi ayrı bölgelerinden birine (New Mexico) yapacağı ziyaret derdine çare olmasa da dönerken beraberinde Londra’ya getirdiği ‘Vahşi', teknik uygarlığı farklı bir gözle değerlendirir, onlara neleri kaybettirdiklerini hatırlatır.
John the Savage (Vahşi): Linde ve Thomas’ın oğludur. Yeni Dünya'lı olan Linda, bir gezide New Mexico'da unutluş ve John'a kazara hamile kalmıştır. Vahşi, bulup okuyabildiği tek kitap olan Shakespeare derlemesiyle yaşamını biçimlendirmekte, Dünya'ya ozanca bir algılamayla bakıp, adeta bir sirk maymunu yapılması niyetiyle getirildiği Yeni Dünya’daki saçmalıklara soneler ve oyunlarla karşı durmaya çalışmaktadır. Ama Eski Dünya’da “yabancı veya ten rengi farklı” olduğu için dışlanan, Yeni Dünya’da ise yaşam alanı bulamayan Vahşi'nin dünyası bu ağırlığı taşıyamaz.
Henry Foster: Hatchery’nin yöneticisi ve Lenina’nın partneri.
Lenina Crowne: Beta-Artı Embriyo çalışanı, sarışın ve etine dolgun, John’ın sevdiği kız.
Mustapha Mond: Batı Avrupa Dünya Denetçisi. Diğer insanların mutluluğu uğruna çok sevdiği gerçek bilimden vazgeçmiş insan.
Fanny Crowne: Beta Embriyo çalışanı, Lenina’nın arkadaşı.
Benito Hoover: Lenina’nın Alfa-Artı arkadaşıdır. Bernard’dan hiç hoşlanmaz.
Helmholtz Watson: Alfa-Artı insanı. Duygusal Mühendislik Koleji'nde doçent, Bernard-Marx ve John'ın (Vahşi) güvenip, sırlarını paylaştıkları insan. Bernard gibi o da üretim hatasıdır. Hissetmesi veya cinsellikten kendini soyutlaması antisosyal ve hoşgörülemez aykırı davranışlardır.
Linda: John'un annesidir. Ayrı bölgede mahsur kalmadan önce Londra'da Beta-Eksi bir embriyo işçisidir... Uygar dünyada normal olan davranışları (istediğiyle cinsel ilişkiye girmek vs. - Çünkü "Herkes herkese aittir") nedeniyle vahşi ayrı bölgesinde dışlanmıştır.
Yaşlı Mitsima: John’a Indian’ı ve kilden çömlek yapmayı öğreten kişi.
Popé: Linda'nın ayrı bölgedeki sevgilisi.
Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi: Seri insan üretimi ve eğitiminin yapıldığı merkez. Bokanovski yöntemiyle tek yumurtadan yüze yakın ikiz embriyo oluşturulmakta, bu yüzden dünya nüfusu 2 milyardan fazla olmasına rağmen 10.000 soyadını paylaşmaktadır. Bu merkezde sosyal sınıfları ve görevleri önceden belirlenmiş, neredeyse her türlü hastalığa (yaşlanmaya bile) karşı bağışık insanlar üretilir. Zihinsel hiyerarşik bir sosyal kast sistemi vardır. İnsanlar, Alfa-Artı entellektüellerden Epsilon-Eksi yarı moronlara kadar sıralanır. Yine aynı merkezde Pavlov tarzı şartlandırmayla herkes kasttaki yerini, ait olduğu sınıfı ve yapmak zorunda olduğu işi sevmeye, bireyselliğe değil topluma önem vermeye ve sürekli tüketmeye şartlandırılır. Cesur Yeni Dünya'nın mutlu ve istikrarlı insanları oluşturulur

Dip Not: Kitabın 1998 yılında "Brave New World" olarak filmi de çevrilmiştir. Ama şöyle bir baktım da hiç olmamış. İzlemeyin derim. Hele ki kitabı okumadan asla izlemeyin. Çünkü kurgu tamamen farklı yapılmış. Filmi izledikten sonra kitaptan soğursunuz...Evet o derece...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Bumerang

Bumerang - Yazarkafe